1 Mart 2012 Perşembe

''Gökkuşağı''



 Sokak lambalarının bile kendini zor aydınlattığı , bir hüzün bulutunun bile günlerce üzerinden kalkmadığı ,takvim yapraklarının sadece bir sonraki günün umuduyla koparıldığı ve akşamlarının hep sisli olduğu bu şehir kendi olmaktan vazgeçti artık.Yağmur,tüm günahlarını temizlemek istercesine yağıyor yada soğuk,içindeki kor alevi söndürmeye çalışıyor adeta.Peki inadına kokunu bana taşıyan rüzgarlara ne demeli?

 Kimin umurunda, zaten benliğimi çoktan kaybetmişim  varlığın karşısında.Kimi zaman bir deniz kabuğu olup ruhumun derinliklerine fısıldayan, masal hissi uyandıran sesini dinlemeyi, kimi zaman ise gözlerin kadar engin bir deniz olmayı dilerim.Öyle derin olsun ki tüm söylemek istediklerimi içinde bir sır gibi tutabilsin.Ve bir hayalet olsam dudaklarında tüm gülümsemenle sonsuza dek yaşasam orada...